Yazdır

BİLİM TÂRİHİ ve BİLİM FELSEFE’Sİ

B

(Kâinat’ın Meyve’si)

B/ 01

Arz’ın Hazırlanış’ı

(Altı Kewnî Gün)

 

Âlem Tasawwur‘u

      Mü’min Sûre’si 38-  O, hem dirilten hem de öldüren’dir. O, herhangi bir İş’in olmasını dilediği zaman yalnız "Ol!" der, o da oluverir.

      Fussilet Sûre’si 9-12-  De ki: "Gerçekten siz mi Yer’i 2 Gün’de Yaratan’ı İnkar ediyor ve O'na birtakım Eşler kılıyorsunuz? O, Âlemler’in Rabbi’dir." /Orda (Yer’de) onun üstünde Sarsılmaz Dağlar var etti, onda Bereketler yarattı ve İsteyip-arayanlar için Eşit olmak üzere ordaki Rızıqlar’ı 4 Gün’de taqdir’etti. / Böylece Duman hâli’nde olan Semâ’ya yöneldi; böylece ona ve Yer’e dedi ki: "İsteyerek veya istemeyerek gelin." İkisi de: "İsteyerek (İtaat ederek) geldik" dediler. / Böylece onları 2 Gün içinde 7 Gök olarak tamamladı ve her bir Semâ’ya Emri’ni wahy’etti. Biz Dünyâ Semâsı’nı de Qandiller’le süsleyip-donattık ve bir Koruma (altına aldık). İşte bu, Azîz-Alîm (Allâh)'ın Taqdiri’dir.

      Baqara Sûre’si 255-  Allâh. O'ndan başka İlâh yoktur. Diri’dir, ‘Qâim’dir. O'nu Uyuklama ve Uyku tutmaz. Gökler’de de, Yer’de de ne varsa hepsi O'nundur. İzn’i olmaksızın O'nun katında Şefaat’te bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve, arkalarındakini bilir. Dilediği kadarının dışında, O'nun İlmi’nden hiç bir Şeyi kavrayıp kuşatamazlar. . O'nun Kürsü’sü, bütün Gökler’i ve Yer’i kaplayıp kuşatmıştır. Onla-rın korunması O'na Güç gelmez. O, pek yüce’dir, pek büyük’tür.

      Enbiya Sûre’si 30-33- O İnkar edenler görmüyorlar mı ki, (Başlangıçta) Gökler’le Yer, birbiriyle Bitişik iken, Biz onları ayırdık ve her Canlı Şey’i Su’dan yarattık. Yine de onlar inanmayacaklar mı? / Yeryüzü’nde, onları sarsmasın diye, Sabit Dağlar yarattık ve Doğru gidebilsinler diye Geniş Yollar açtık. / Gökyüzü’nü Korunmuş bir Tavan kıldık; onlar ise bunun Âyetleri’nden yüz çeviriyorlar. / Gece’yi, Gündüz’ü, Güneş’i ve Ay’ı yaratan O'dur; her biri bir Yörünge’de yüzüp gidiyor.

      Qâf Sûre’si 38- Biz o Gökler’i ve Yer’i ve aralarındakileri 6 Gün’de halq’ettik, bize bir Yorgunluk da dokunmadı.

      Hûd Sûre’si 7- O, hanginizin daha Güzel davranacağı üzerine sizi İmtihan etmek için Gökler i ve Yer’i 6 Gün’de yarattı; Arş’ı Su üstünde idi....”

      Secde Sûre’si 4-5- Allâh, O'dur ki, Gökler’i, Yer’i ve arasındakileri 6 Gün’de yarattı. Sonra Arş’a İstiwa etti.  Sizin, ondan başka hiç bir Yardımcınız yok, hiç bir Şefaatçiniz de yoktur. Artık Nasihat almıyormusunuz. Allâh Semâ’da bütün İşer’i İdare eder Sonra Ameller, 1 Gün’de O'na yükselir ki, miktarı, sizin saydıklarınızdan 1.000. Yıl’dır.

      Enbiyâ Sûre’si 104- O Gün ki Semâ’yı Kitablar’ı dürer gibi düreceğiz Ewwel başladığımız gibi Halq’ı İade edeceğiz, uhdemizde bir Wa'd, Elbet biz yaparız.

      Meâric Sûre’si 4- Melekler ve er-Ruh , ona, süresi 50.000 Yıl olan bir Gün’de çıkabilmektedir.

      6 Evre’li Yaratılış

      1.Yewm:

      Semawât ve Arz’ın Bileşik Hal’i: Emşac Gün.

      2.Yewm:

      Semâwat’ın biri Dünyâ Semâ’sı olmak üzere 7 Tabaqa olarak düzenlendiği Semâî Gün.

      3.Yewm:

      Dünyâ Seması’ndaki Arz’ın Ayrılma sonrası Dağlar’ı, Ovalar’ı ile düzenlendiği Arızî Gün.

      4.Yewm:

      Arz’ın Bereketlenmesi tüm Canlılar’a Rızıqlar sunar hale gelmesinin tamamlandığı Nebatî Gün.

      5.Yewm:

      Sâil (Canlılar) ın Su, Toprak, Hava, Ateş’ten yaratıldığı  Haywânî-İrâdî Gün.

      6.Yewm:

      İnsanî Gün.. Cum’a

      7.Yewm:

     Âhiret Gün’ü.

      KRONOLOJİ

2.000.000   PALEOLİTİK DÖNEM

              * 2 Milyon Yıl süren bu dönem Milad'la noktalanır. Uskumru Balığı’nın, Karındanbacaklılar’ın, Mamud ve Kaplan’ın bu Dönem’de ortaya çıktığı Qabul edilir.

              * Australopithecus’un Çakmak Taşları’ndan Keskin Kenarlı Âletler’in yapılmaya başlanması.

1.000.000   * Eli’ni kullanan ara bir Canlı Türü’nün Taş ve Sopalar’la kendini savunmaya başlaması.

   600.000   * I.Buzul Çağı

   500.000   * Ateş’in Keşf’i, Avcılık ve Toplayıcılık Dönem’i

   120.000   * Avcılık ve Av Âletleri’nin geliştirilmesi,

     50.000  * İnsan’ın Ortaya çıkışı. Bilim’in Tasavvuru’nca İnsan’ın Evrimleşme Sürec’i 40 Milyon Yıl kadar öncesi İlk Canlı Türleri’nden başlatarak 2 Milyon Yıl öncesi’nin Maymun Nesli’ne çıkarıyorlar.

             * IV. ve Son Buzul Çağı, bazı Târihçiler’e göre bu Dönem Taş Devri içinde Mağara Devrinin Başlangıc’ı

             * Mağara’da Hayat ve  İlk Beşerler’in Ölüleri’ni Tören’le Gömme Âdetleri’nin ortaya çıkması

             * Mağara Resimler’i

             *

30.000  * Amerika Kıtası’na İlk insan Göç’ü. Amerika'ya Mamutlar’ı izleyen İnsanlar’ın Bering Boğazı üzerinden geçtikleri sanılıyor. Buzul Çağı olması dolayısıyla 2 Kıta rasında bir Kopukluk yoktu. Bu geçişin 10.000 e kadar sürdüğü Qabul ediliyor.

 20.000  * Buzullar’ın Kuzey Yarım Küre’ye doğru kayarak kaplaması ve Mızrak’la Avcılığın gelişmesi.

10.000  * MEZOLİTİK DÖNEM

             * Tarım’ın başlaması ve ilk basit Tarım Toplulukları’nın ortaya çıkarak, İnsanlar’ın İlk Cemiyeti oluşturmaları.

             * Amerikan Kıtası’nda Avcılık ve Toplayıcılık yapan Göçerler’in Qabile Hayatı’na geçmeleri

             * Anadolu’da Paleolitik Çağ’ın sonlarına gelinirken, Karain, Belbaşı ve Beldibi Bölgeleri’nde İbdidâî Mağara Hayatı’nın başlaması!

      9.000     * Anadolu'da ilk Üretim, Âlet Yapım’ı ve Çanak Çömlekçiliğin yaygınlaşması

      8.000   * Bina Yapım’ı ve Binalar’da Kerpiç Kullanım’ı. Buğday ve Arpa Ekim’i ve Tarım Hayatı’nın başlaması.

             * Çayönü’nde ilk Yerleşim Merkezleri’nin oluşması. Anadolu'da Bakır’ın kullanılmaya başlaması ve Tarım Alanları’nın Islah’ı Çalışmalar’ı

             * Avrupa'da Göller üzerinde Kazık Binalar’ın kurulması

             * Büyük Taş Âbideler’in dikilmesi.

             * Mezopotamya'da Sümer Medeniyeti’nin başlaması.

     7.250   * Anadolu'da ilk Yerleşim Merkez’i Diyarbakır, Çayönü Yöresi’nde ortaya çıktı. Bunu Konya-Çatalhöyük ve Burdur-Hacılar izledi.

Bilim’in Âlem Tasawwur’u

      Evren (Semâwât ve Arz)

      Uzay’da bulunan tüm Madde ve Enerji Biçimleri’ni içeren Bütün’ün Ad’ı. Pozitif Bilimler açısından Evren, Gök Cisimleri’ni barındıran Uzay ve tamamen Boş olan Karanlık Uzay’ın Toplamı’dır. Dolayısıyla Modern Fizik Açısı’ndan Evren, varolduğunu bildiğimiz Bütün Atomik Âlemler’dir.

      Enerji Dalga veya Partiküller’i Homojen ve Dengeli olarak çözüldüğünde 'Varoluş' ile 'Anti-varoluş' olamayacağı ya da Toplam Karşıtlar’ı olan 'Yokoluş’ta' ise bir Patlama olamayacağından, Evren soğuyor mu, ısınıyor mu, Evren’in durması Son’u mudur, Büyük Patlama Evren’in Merkez’i mi, Başlangıc’ı mıdır, başka Galaksiler ve Hayatlar var mıdır, Güneş Evren’in Merkezi’nde midir gibi Problemler Hareket veya başka deyişle Zaman’ın Populer Soruları’nı teşkil eder. Total Sıfır Enerji Evreni…

      Evren’in Tekwini’ne  dair Bugün çok kullanılan Teori, Bigbang Teorisi’dir. Bu Teori’ye göre Evren, Sıfır Hacimli ve çok Yüksek bir Enerji Potansiyeli’ne Sâhip, Sıkışmış bir Nokta’nın Patlaması’yla oluştu.

      İlk Patlama nasıl oluştu? Evren’in Tekwini’nden Önce Evren’in yerinde ne olduğu ya da Evren’in neyin içinde genişlediği Soruları’na Bilimsel bir Cewap bulunamamıştır, bununla birlikte Evren öncesi Durum, Evrendışı Varoluş hakkında Hipotezler öne sürüldü. Büyük Patlama Sonucu’nda 6 Yön’e dağılan Gaz Moleküller’i Uzun bir Dönem boyunca birbirlerinden Bağımsız Hareket ettiler. Sürekli genişleyen Evren’in her yerinde Geçerli olan Fizik Kuralları’ndan Kütleçekimi Qanun’u Wasıtası’yla Bağımsız Gazlar birleşerek Galaksiler’i (Gökada-ları) oluşturdular. Aynı Evrensel Fizik Qanun’u Sonucu’nda Galaksiler’de birbirlerine yaklaşarak Devasa Gruplar oluşturdu. Galaksiler içinde Yıldızlar ve bazı Yıldızların Çevresi’nde Sistemler oluştu. İçinde yaşadığımız Güneş Sistemi bunlardan birisidir. Keşfedebildiğimiz Evren’de 400 Milyar’dan fazla Galaksi ve 10.1088 Yıldız olduğu sanılıyor..

      Evren’in Genişlemesi Kuram’ı

      Kutupsal Basınçlar Sonuc’u Yoğunlaşmış Anti Madde ile Evren hâlen genişlemektedir. Gök Cisimleri, Evren’in Genişlemesi’nde, birbirlerine olan Uzaklıklar’ı bakımından 2 Farqlı Davranış gösterirler. Şayet birden fazla Gök Cismi birbirlerinin Kütleçekimi’ne kapılırlarsa ya da hepsi birden Ortak bir Kütleçekimi’nin Kuantumu’na kapılırlarsa, bu Durum’da aralarındaki Mesafe birbirleriyle yahut da Ortak Çekimi altına girdikleri Kütle’yle birleşene kadar her an azalır. 1.Durum’un Etkili olmadığı diğer Bütün Durumlar’da Gök Cisimleri birbirinden sürekli uzaklaşırlar. 2 Gök Cismi arası Uzaklık daha önce X Işık Yıl’ı ise şu anda x+y Işık Yılı’dır (y>0).

      O zaman Özel Rölativite Kuramı’na göre Işık Hızı aşılamayacağına göre en Uzaktakiler Işık Hızı’ndan Küçük Sonlu bir Hız’la uzaklaşmalıydı. En Uzak’taki Galaksi’den gelen Işık hem en Hızlı uzaklaşan hem de en Uzak Geçmiş’ten gelen Işık’tır. En Uzak Geçmiş ise Evren’in oluştuğu Zamanlar’dan gelen Işık’tır. Evren ilk oluştuğunda Işıma serbestçe Yayılma Fırsat’ı bulduğunda yani ilk Madde Öncesi Yapıtaşları’nın Boşlukları’ndan sızabildiği kadarıyla gözlemlenebilmektedir. Uzay’da her Doğrultu’da Homojen bir Işıma olmadığı gözlemlenmiştir. Fon Işıması’nın Harita’sı Gözenekli bir Yapı sergiler.

Kozmik Fon Radyasyon’u

Mantıken Evren çok Yoğun ve Sıcak Büyük Patlama Sonucu’nda genişlerken Galaksiler birbirinden Homojen Hızlar’da genişlemeliydi. Uzak’taki Yıldız, Galaksiler’in daha büyük Hızlar’la birbirinden uzaklaşması Homojen Genişleme’yi de doğrular.

Isı ve Hareket Yasa’sı

Evren’de tüm Madde Yapıtaşları Atom, İyon, Anyon, Katyon; Yoğunlaşmış Düzensiz Isı Enerjileri’dir. Tüm Maddeler Enerji’nin bir Formu’dur ve Termodinamik Qanunları’na göre işlemektedir. Termodinamiğin 3 Temel Qanun’u vardır. Termodinamiğin en Basit Tasa’sı; Sıfırıncı Qanun olarak adlandırılır. Farqlı Sıcaklıklar’da 2 Cisim Isıl bakımdan Temas ederse Sıcak olan Cisim soğur, Soğuk olan Cisim ısınır. Sıcaklık, Madde içinde Atomlar’ın titreşmesi ile iletilir. Bu nedenledir ki, Isı Akış’ı Sıcak Cisim’den Soğuk Cisim’e doğru gerçekleşir.

1.Qanun’u, Evren’de Temel olarak Nnerji’nin yok edilemeyeceğini veya Yok’tan var olamayacağını söyler. Enerji sadece bir Şekil’den diğerine dönüşür. Bunun Sonuc’u olarak Geçmiş’teki bir Olgunun Gelecek’te bire bir tekrarlanmayacağı düşünülür.

Termodinamik'in Bilim Dalları’na da uygulanabilen 2.Yasasın’a göre, Isı Enerjisi daha Soğuk bir Kaynak’tan, daha Sıcak bir Kaynağa Enerji vermeden Transfer olamaz. Yani bir Sistem kendinden daha Soğuk Sistem’le ısıtılamaz. Sistemler’in bu özelliği Termodinamikçiler’in geliştirdiği "Entropi" Kavramı’yla açıklanır.

Isı Devinimi olarak da bilinen Termodinamiğin 3.Yasa’sı kısaca: “Eğer Mutlak Sıfır Nokta’sı olan Sıfır, Kelvin Derecesi’ne (yani -273 Santigrat) ye inilirse, bu Sıcaklığa inebilen tüm Parçacıklar’ın biririne Eşit Entropileri olur, 0-Noktası Enerjisi (zero-point energy) olarak tanımlanır. İşte bu Nokta Entopi’nin Minimum’a gittiği Sıfır Entropi Noktası’dır. Bu Yasa neden bir Madde’yi Mutlak Sıfır’a kadar Soğutma’nın İmkânsız olduğunu belirtir . Sıcaklık Mutlak Sıfır’a yaklaştıkça bütün Hareketler sabitleşir. Sayı’nın Sıfır değil de bir Sabit olmasının Sebeb’i, Bütün Hareketler durmasına ve buna bağlı olan Belirsizlikler’in yok olmasına rağmen Kristal olmayan Maddeler’in Moleküler Dizilimleri’nin Farqlı olmasından Belirsizliğin hala var olmasıdır. 3.Yasa sayesinde Maddeler’in Mutlaq Sıfır’daki Entropiler’i Referans alınmak üzere Kimyasal Tepkimeler’in incelenmesinde Yararlı olan Mutlaq Entropi tanımlanabilir.

Moleküler Enerjiler

Maddeler’in Isınması veya Soğuması bir takım Zincirleme Fiziksel Olay’dan oluşur. Bu Olaylar birbirini takip eden Zincirleme Kazalar’a benzer. Maddeler soğurken kendinden daha Soğuk bir Ortam’la Etkileşim’e girer. Maddeler ısınırken ise kendinden daha Sıcak bir Ortam’la Etkileşim’e girer.

Bir Madde’nin soğuması için kendinden daha Soğuk Ortam’la etkileşir. Bu Etkileşim sırasında şunlar olur: Madde’nin Tanecikli Yapı’sı , yani Moleküler Yapıları veya Atomik Yapıları, Soğuk Madde’yle çarpışır. Bu Çarpışma sırasında daha Sıcak olan ve bundan dolayı daha Hareketli ve Moleküler Yapı’sı daha Serbest olan Madde, Moleküler Yapı’sı daha Soğuk olan yani Moleküler Yapı’sı daha az Serbest olan Atom’a çarpar ve Soğuk Madde’nin Atomu’nun Durgunluğu nedeniyle yavaşlar. Tıpkı koşarken duran bir Cism’e çarpmak gibi. Diğer Soğuk Atom’u da hızlandırır. Bu Olay tüm Atomlar’ın Enerjiler’i eşitlenene kadar sürer.

Isınma da bu anlatılan Olay’ın tam tersi olur. Isınma da bu sefer Soğuk Madde’yi Sıcak madde’nin Tanecikleri’nin Hızı’ndan dolayı hızlanması yani ısınması’dır. Sıcak olan Ortam’ın da yavaşlaması yani Soğuması’dır. İki anlatılan Olay da birbirinin aynısıdır. Bu yüzden Donma ve Kaynama Noktaları birbirine Eşit’tir. Bu yüzden Buharlaşma ve Yoğuşma Noktaları birbirine eşittir. 

Özel Rölativite Kuram’ı ve Uzay-Zaman

Evren’in Alan ve bir Geçici (zaman) olmak üzere en az 3 Boyut’u vardır. Uzun süre Mekansal ve Zamansal Boyutlar’ın Doğa’da farqlı ve birbirinden Bağımsız olduğu düşünülmüştür, ancak Özel Rölativite Kuramı ile , Mekansal ve Zamansal Ayrımlar’ın herbir tanesinin Hareket’i ile (sınırlar içinde) karşılıklı Çevrim'ler (interkonvertible) oluştuğu anlaşılmıştır.

Evren Konusu’ndaki Görüşler’in Değişmesi

Eskiçağlar’da birkaçı dışında bütün astronom ve düşünürler Dünya'nın evrenin merkezi olduğuna, Güneş, Ay ve Yıldızlar’ın Dünya'nın çevresinde döndüğüne inanırlardı. Bu evren modeline göre, yıldızlar kristal bir kürenin iç yüzüne çakılmış gibi durağandı. Buna karşılık Güneş, Ay ve beş "gezegen yıldız" (Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter, Satürn) bu durağan yıldızların önünde hareket halindeydi. Bütün gökcisimleri, sanki bir makineyle çalıştırılıyormuşçasına, değişmez bir düzen içinde Dünya'nın çevresinde dolanırdı. Eski astronomlar gezegenlerin bu teorik hareketini, Güneş'in ve yıldızların dünya etrafındaki günlük dolanımını açıklayabilmek için karmaşık evren modelleri geliştirdiler.

Bu eski astronomlar içinde etkisi en uzun süreli olan İskenderiyeli Batlamyus'tur (Klaudios Ptolemaios). MS.2.yy.da yaşayan bu ünlü bilgin, bugün Almagest adıyla bilinen büyük yapıtında gökcisimlerinin karmaşık hareketini açıklayan evren kuramını ortaya attı ve Dünya'yı evrenin merkezi olarak kabul eden bu kuram yaklaşık 14 asır boyunca Ortaçağ Avrupası'nda tartışmasız benimsendi.

Uzayın uçsuz bucaksız ve karanlık boşluğunda; Güneş'e benzer yıldızlardan oluşmuş bir gökadanın ortasında yüzen günmerkezli Güneş Sistemi düşüncesinin yerleşmeye başlaması ancak 16., 17. ve 18. yüzyıllara rastlar. Mikolaj Kopernik, Galileo Galilei ve Johannes Kepler gibi büyük bilginler, Dünya'nın ve öbür gezegenlerin Güneş'in çevresindeki yörüngelerde dolandığını kanıtladılar. Isaac Newton, bu gezegenleri Güneş'in çevresindeki yörüngelerinde tutan evrensel çekim ( kütleçekim ) kuvvetinin varlığını açıkladı. 1700ler’ib sonlarında William Herschel ve onu izleyenler de bütün Güneş Sistemi'ni içeren Samanyolu Gökadası'nı incelediler; bulutsu (nebula) adı verilen soluk ışıklı gaz ve toz bulutlarını araştırarak bunlardan çoğunun gerçekte Samanyolu'nun ötesindeki başka gökadalar olduğunu saptadılar.

19. yüzyılın ortalarına doğru astronomları; insanın dış gücünün çok ötesinde, tasarlanamayacak kadar engin bir evren düşüncesine götüren önemli gelişmeler oldu. Evrenin sınırsız boyutlarının ilk somut göstergesi, büyük Alman astronomi bilgin Friedrich Wilhelm Bessel'in ( 1784-1846 ) o güne kadar denenmemiş bir yönteme başvurarak 1838'de yaptığı bir uzaklık ölçümüdür. Bessel, ilk kez ıraklık açı-sından yararlanarak, Güneş ile yakınındaki Kuğu 61 yıldızı arasındaki uzaklığı kesin değerleriyle ölçtü ve inanılması güç bir sonuç buldu. Bu ölçüme göre Kuğu 61 ile Güneş arasındaki mesafe 97 trilyon kilometreden daha fazlaydı (tam olarak 97.432.493.000.000 km). Yakın bir yıldızın bile böylesine şaşırtıcı bir uzaklıkta olması, uzayda yapılacak ölçümlerde kilometre ve mil gibi geleneksel ölçü birimlerini kullanmanın ne kadar anlamsız olduğunu açıkça ortaya koymuştu. Bunun üzerine astronomlar, çok hızlı bir maddenin bu uzaklığı ne kadar zamanda alacağını belirtmenin çok daha kolay ve anlamlı bir ölçü birimi olacağına karar verdiler. Saniyede yaklaşık 300.000 km hızla hareket eden bir ışık ışını bir yılda yaklaşık 9.6 trilyon kilometre yol alır. Işık yılı, bugün astronominin temel uzunluk ölçüsü birimidir. Bu ölçü birimine göre Kuğu 61, Güneş'ten 10,3 ışık yılı uzaklıktadır. (Günümüzde yapılan daha duyarlı ölçümler bu uzaklığın 11,2 ışık yılı olduğunu ortaya koymuştur.) Güneş'e en yakın yıldız ise yanlızca 4,3 ışık yılı uzaklıktaki Proxima Centauri'dir 

Heat death

Ultimate fate

Olası Sonuçlar

"Makro Evren’de bir şey mahveden, Mikro Evren’de içinden kaybeder." Hindu-anonim.

1.Açılıp Kapanan Büyük Çöküş

Evren Teorisi’ne göre Evren’in İtme Gücü bitince Çekme Gücü başlayacak ve böylece büzüşecek, Gök Cisimleri çarpışarak kaynaşacak ve Büyük bir Patlama’yla Evren tekrar genişlemeye başlayacaktır. Gold Evreni olarak bilinen bu Model’de, Evren Büyük Patlama ile başlar sonra yükselen Entropi ve Zaman’ın Termodinamik Ok’u Genişleme’yi İşaret eder, Evren, çok Düşük Yoğunluğa ulaşınca çekilmeye başlar. Böylelikle Entropi çok fazla alçalır ve Zaman’ın Termodinamik Ok’u bu kez ters İstikamet’i İşâret eder ve Evren çok Düşük Entropi çok Yüksek Yoğunluk’ta Büyük Çöküş ile sona erer.

Büyük Patlama’nın daha önceki Büyük Çöküş’lerden meydana geldiği İhtimâli’ni ortadan kaldırmamasına rağmen, Özellikle Evren’in genişlemesinin hızlandığı Tespit’i ile Bilimsel Çevreler’de en çok kabul edilen 'Heath Death' denilen, Evren’in en sonunda Isı Ölüm’ü ile tamamen son bulabilmesi Görüş’ü olmuştur.

2.Evren’in Isısal Ölüm’ü ve Büyük Donma

Bu Teoriler’e göre ise Sıcak Patlama ve Kaotik bir Karmaşa ile var olan Evren zaten soğumaya çalışmaktadır. Evren genişlemeye dewam edecek yeteri kadar büyüyünce Yoğunluğu Aşırı azalacak ve Sıcaklığı kararı kadar düşecek, bunun sonunda Kutupsal Graviteler Eşdeğer Düzey’e inecek ve Evren donacaktır. Big Bang'den itibaren 5 Milyar Yıl geçene kadar Evren’in Genişleme Hızı yavaş yavaş azalıyordu, fakat Genişleme’yi sürükleyen Karanlık Enerji’nin Varlığı, Evren’in Toplam Kütlesi’ni yenerek gittikçe hızlanmaya başladı.

Evren çok Geniş bir Kalıp’tır. Tüm Gezegenler’i ve Samanyolu gibi birçok Galaksi’yi içine alır.

 

 

 

http://tr.wikipedia.org/wiki/Evren

Universum – C. Flammarion, Holzschnitt, Paris 1888, Kolorit: Heikenwaelder Hugo, Wien 1998

اقْرَأْ بِاسْمِ رَبِّكَ الَّذِي خَلَقَ

096_1.jpg

Ulûm el-Hikme Okulu

uho2.jpg
Copyright 2011 B/01 Arz'ın Hazırlanış'ı - Ulum el-Hikme Okulu. Karanlık içinde yakılan sönmeyen ışığın aydınlığında, Taqwa üzere imar edilen Umran’ı hedeflemektedir.
http://www.eskortkizlarankara.com/
Joomla Templates by Wordpress themes free